Yaşları 12 ile 15 arasında değişen 5 bin’e yakın çocuk askerlerimiz Çanakkale’deki tüm noktalarda fiilen savaştı ve şehit oldu. Bu çocuklarımız sabotaj, haberleşme, sıhhiye ve düşman tarafına geçip istihbarat toplama görevlerinde bulundu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinin tamamı 1915 yılında gönüllü olarak cepheye gitti. Öğrencilerinin tamamı şehit olunca Tıp Fakültesi 1921 yılına kadar – tam altı yıl! hiç mezun veremedi. Galatasaray Lisesi, Konya Lisesi, İzmir Lisesi, Bursa Lisesi, Balıkesir Lisesi 1915 yılında hiç öğrenci mezun edemedi; okulların değişik sınıflarındaki öğrenciler cephedeki orduya gönüllü katıldı. Aynı sebepten 1915, 1916 ve 1917 yıllarında Erzurum Lisesi’ni bitiren öğrenci çıkmadı.
Hatta bir ingiliz subayın not defterinde çocuk askerlerimizle ilgili şunlar yazılıydı; “Türklerin Ölü askerleri vardı, 14, 15, 16 yaşlarında asker çocuklar. Tanrı sizi inandırsın ki, öldükleri halde gülümsüyorlardı! İlk defa o gün, kaybedeceğimizi hissettik..”
Çanakkale Savaşında 3 evladını şehid verip,
14 yaşındaki son evladını cepheye uğurlayan ana.
Şu garibanlığa bakın ki, üstte yok, elde yok, ayakta yok!
O haldeyken bile bu vatanı teslim etmedi analarımız! Atalarımız!