Son günlerde TV ve sosyal medyada artan kirli haberlerin ardı arkası kesilmiyor ve bu kirlilik yeni mağduriyetleri beraberinde getiriyor.
İşte cinsel istismar adı altın mağdur edilen bir öğretmenin hazin öyküsü.
Bir Öğretmen diyor ki,
“Meslek hayatımda yakın zamanlarda şahit olduğum bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Benim çalıştığım mahallede bizim okula yakın bir ilkokul var. Burada yaşayan 50 yaşlarında bir erkek sınıf öğretmeni arkadaşımız vardı. Bazı kadın velilerin bu öğretmeni okuldan göndermek istediğini baskı yaptıklarını duyuyorduk.
Mesele, öğretmenin kadın velileri memnun edecek gün düzenlememesi ve haklı olarak velileri okul işlerine fazla karıştırmaması. Sonra birkaç veli öğretmenden şikayetçi olup bazı kız çocuklarına cinsel istismar uyguladığını idda etmişler.
Sonra bu adamcağız apar topar yargılanıp 33 yıl ceza aldı.
Kadın rehber öğretmenimize bu konuyu sordum “Ya çocuklar yalan söylüyorsa arkadaşımız iftiraya uğramışsa” dedim.
Bana verdiği cevap “Pedagoglar çocukların ifadesini alıyor, yalan söylense onlar tespit eder.” dedi, bir şey diyemedim.
Sonra velilerden birkaçı “Biz sadece öğretmeni göndermek istiyorduk, işin buralara geleceğini 33 yıl ceza alacağını tahmin edemedik, içimiz rahat değil, bazı insanların gazına geldik.” deyip ifadelerini değiştirdiler ve öğretmenin cezası iptal oldu.
Serbest bırakılan öğretmen bir daha göreve dönmek istemedi. Eğitim fakültesinde okuyan oğlu öğretmen olmak istemediğini söyleyerek okulu bıraktı.”
Şimdi soruyorum biz bu hukuk sistemine, pedagoglara, hakimlere, savcılara ve en önemlisi bu kanunları yapanlara nasıl güveneceğiz?
Sema MARAŞLI
