Deha dizisi RTÜK tarafından yayın yasağına uğradı ve ben de bu konu hakkında birkaç düşünce paylaşmak istiyorum. Deha dizisi dışında, RTÜK’ün yasak getirdiği diğer dizileri izlemediğim için onlarla ilgili yorum yapamayacağım.
Deha dizisi hakkında konuşacak olursak, kısaca şöyle özetleyebilirim: Dizinin başrol oyuncusu, olağanüstü zekaya sahip ve babasıyla yaşadığı zorlukların etkisiyle, mafya dünyasına adım atıyor. Bu karakter, izleyiciye illegal işlerin cazibesini sunuyor.
Dizide, iyi karakterler yok denecek kadar az. Karakterler tamamen üçkağıtçılığa özendiriyor ve bu durum toplumda yanlış algılara sebep olabilir. Özellikle İskender karakteri dikkate değer; bir baba figürü olarak izleyicilere kötü örnek olabilecek şekilde tasvir ediliyor. İskender’in söyledikleri ve hareketleri, izleyiciyi dolandırıcılık ve suç dünyasınaözendirebilir.
Dizide, kolay para kazanma ve lüks yaşam temaları işleniyor. Bu da genç izleyicileri suç ve yasadışı faaliyetlerkonusunda yanılgıya düşürebilir. Deha dizisinin senaryosu, teknik olarak ilgi çekici olsa da, içerik olarak toplumsal değerlere zarar verebilir.
Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine 8. bölümde internet üzerinden izlemeye başladım ve gerçekten hoşuma gitti. Fakat sürekli olarak içimden şunu geçirdim: Böyle bir dizi nasıl televizyonlarda yayınlanabilir? Çok geçmeden, RTÜK’ün diziyi yasakladığını öğrendim.
Deha dizisinin yasaklanma nedeni kesinlikle toplumda şeriat gelecek korkusu yaratmak değil; içerik açısından revize edilmesi gereken unsurlar olduğu içindir.
Bu dizide iyi karakter neredeyse hiç yok. Her karakter kara para aklıyor, uyuşturucu satışı için araçlarına gizli bölmeler yapıyor ve herkes birbirini aldatmak için planlar yapıyor. Yalan söylemek, suç işlemek ve birbirini dolandırmak dizinin ana temasını oluşturuyor.
Eğer bu dizi yayınlanmaya devam etseydi, suç oranları artabilir ve izleyiciler, bu suçlu karakterlere hayranlık duyabilirdi. Deha dizisi, toplumsal anlamda yanlış yönlendirme potansiyeline sahip bir yapım.
Sonuçta, dizinin yayın yasağının ne kadar süreceğini bilmiyorum, ancak şunu unutmayalım: Yalan söylemek, büyük günahlardan biridir ve ne yaparsak yapalım, doğruyu söylemek her zaman en iyisidir.
Yalan söylemek İslam’da büyük bir günah olarak kabul edilir. İşte yalan ile ilgili bazı ayetler ve hadisler:
Kur’an-ı Kerim’den Ayetler:
- Nisa Suresi, 112. Ayet:
“Kim de bir kötülik veya zulüm yaparak kendi nefsine zulmederse, sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur.”
Bu ayet, yalanın ve diğer günahların Allah’ın bağışlamasına ve merhametine sığınarak affedilebileceğini belirtir. Ancak yalanın her zaman olumsuz bir davranış olduğu vurgulanır.
- Al-i İmran Suresi, 61. Ayet:
“Kim Allah’a karşı yalan söylerse, işte o zalimlerin ta kendisidir.”
Bu ayet, Allah’a karşı yalan söylemenin büyük bir zulüm olduğunu ve İslam’da yalanın kabul edilmediğini açıkça ifade eder.
- Zümer Suresi, 3. Ayet:
“Bilin ki, Allah, kendisine inanan ve kendisine yalan söyleyenden daha kötü birini bulamaz.”
Bu ayet, yalan söylemenin kişiyi Allah’tan uzaklaştıran bir davranış olduğunu belirtir.
Hadis-i Şeriflerden Örnekler:
- Sahih Muslim‘de geçen bir hadis:
“Müslüman yalan söylemez.” (Sahih Muslim, 2564)
Bu hadis, Müslümanların dürüst olmaları gerektiğini ve yalanın İslam’da kabul edilemeyeceğini anlatır.
- Buhari‘de geçen bir hadis:
“Yalan, müminin alışkanlıklarından değildir.” (Buhari, 6094)
Yalanın müminin kişiliğine uymadığını belirten bu hadis, doğru sözlü olmanın önemini vurgular.
- Sahih Buhari‘de başka bir hadis:
“Yalan, İslam’ın özünden uzaklaştıran bir şeydir. Yalan söyleyen, doğruyu söyleyenin yerini almaz.”(Sahih Buhari, 6093)
Burada, yalanın İslam’ın temel ahlaki değerlerinden sapmaya neden olduğu anlatılmaktadır.
Yalanın Ciddiyeti:
Yalan, insanları yanıltmak ve kötülük yapmak anlamına gelir, bu da Allah’ın rızasına zarar verir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) de yalanın, müslüman bir kişinin yaşam tarzına uygun olmadığını belirtmiştir. İslam, doğruyu söylemeyi, güveni ve dürüstlüğü teşvik eder.
Sonuç:
Yalan söylemek, İslam’da ciddi bir günah olarak kabul edilir ve toplumda güveni zedeler. Allah ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) doğru sözlü olmayı öğütlemiş, yalanın ise büyük bir kötülük olduğunu ifade etmiştir.